Apolojetiğe ihtiyacımız olduğunu gösteren birkaç neden vardır.
Birinci neden çok açıktır çünkü bize, inancımızı savunmamız buyuruldu: 1.Petrus 3:15 diyor ki, “Mesih’i Rab olarak yüreklerinizde kutsayın. İçinizdeki umudun nedenini soran herkese uygun bir yanıt vermeye her zaman hazır olun.”
İnanç savunmasına ihtiyacımız olduğunun ikinci nedeni, Hristiyanlar’ın kendi inançlarını iyi bilmeleri gerektiğidir. Bu, maalesef imanlılar arasında eksik olan birşeydir. Birçokları kendi inançları hakkında yeterli bilgiye sahip değildirler, Üçlübirliği açıklamak şöyle dursun, Mesih’in iki doğasını, O’nun bedensel dirilişini ya da aklanmak ve kutsallaştırılmak arasındaki farkı bile bilmiyorlar. İnanç savunması, müjdenin gerçekte ne olduğunu açıklamaya yardımcı olur ve savunur.
Üçüncü neden, inanç savunması insanları cehenneme gitmekten korumaya çalışıyor. Tanrı günahı çok ciddiye alır ve Kendisine karşı isyan etmiş ve Mesih’in kanıyla örtülmemiş kişiyi cezalandıracaktır. Hristiyanlar olarak, İsa’nın kurtuluş gerçeğini sunmaya daima hevesli olmalıyız. Biz tembel tembel oturup, imanlı olmayanın ikilemlerini yoksaymamalıyız. Biz onlara, Tanrı gerçek olduğu için günahın da gerçek olduğunu ve Tanrı’nın yasasını çiğnemenin bedeli olduğunu söylemeliyiz. Hepimiz günah işlediğimiz için, Tanrı’nın yasasını mükemmel bir şekilde yerine getiremiyoruz. Aynı zamanda biz, sonsuz kutsal Tanrı’ya karşı işlediğimiz suçu telâfi edemeyiz çünkü biz sonsuz ve kutsal değiliz; bize kalan tek şey, Tanrı’nın yargısı altına girmektir. Ancak Tanrı, bizim yargıya uğramamamız için bir tasarı hazırladı. Bu sebeple, Tanrı İsa’da insan oldu. O, Tanrı olduğunu iddia etti (Yuhanna 8:24, 58 krş. Çıkış 3:14). İsa çarmıhta, bizim günahlarımızı kendi üzerine aldı (1.Petrus 2:24). Günahlarımızın bağışı için Mesih’e güverek, üzerimize gelmesi gereken Tanrı’nın adil yargısından da özgür olmuş oluruz. Kurtuluş Budizm’de, İslâm’da, görecilikte ya da başka birinde yoktur: kurtuluş yalnızca İsa’dadır. Biz sadece Tanrı’nın sözünü ve gerçeğini savunmakla kalmayıp, diğer kişilerin de yargıdan kurtulmaları için bunu herkese sunmalıyız.
İnanç savunmasına ihtiyaç duymamızın dördüncü nedeni, Hristiyanlığın medya ve kültürde kotü resmedilmesine engel olmaktır. Tele-müjdecilerin skandalları – cinsel ve parasal – Hristiyanlığa uygun düşmemektedir. Katolik kilisesinin de, rahipleriyle olan skandalları konusunda buna yararı olmadı. Üstüne üstlük medya da Hristiyanlığa karşı önyargılı tavır sergiliyor ve siz medyanın Hristiyanlık hakkındaki olumsuz düşünceleri geliştirdiğini görebilirsiniz.
İnanç savunmasına ihtiyaç duymamızın beşinci nedeni, Hristiyan kilisesinde, sapkınlığın sürekli bir tehdit oluşturmasıdır. Örneğin Metropol Topluluk Kilisesi, Kutsal Yazıları ihlâl ederek (Romalılar 1:18-32) açık bir şekilde eşcinselliği savunuyor. Ayrıca, 2002 yılından beri, Evanjelik Lüteryen Kilisesi, kilisede eşcinsel ilişkilerin olabileceği fikrini sunarak, sapkınlık tehlikesi yaşamaktadır. “Mesih’in Birleşik Kilisesi (United Church of Christ), Cuma günü seminerde olan erkek ve kadın eşcinseller için $500,000 burs ayırdı ve diğer mezheplerin de eşcinselliği kabul etmeleri konusunda uyardı.” (Birleşik Kilise Eşcinsel Bursu Yaratıyor, CLEVELAND, Haziran 16, 2000, AP Online via COMTEX). Ya da, “Birleşik Metodist Kilisesi’nin en yüksek mahkemesi Perşembe günü, mezheplerin eşcinsel papazlık yasağını tekrar düşünmeye davet edildi.” (Birleşik Metodistler’in kilise mahkemesi, eşcinsel papazlık konusunda düşünmeye davet edildi NASHVILLE, Tennessee, Ekim 25, 2001, AP WorldStream via COMTEX). Bu tür örnekler, Hristiyan olduğunu iddia eden kiliselerde, Kutsal Kitap gerçeğini savunmak için inanç savunmasına nasıl büyük bir ihtiyaç olduğunu açıkça göstermektedir.
Altıncı, inanç savunmasına ihtiyaç duymamızın bir diğer nedeni ise, dışarıda birçok yanlış öğretinin olmasıdır. Mormonluk, Tanrı’nın eskiden başka bir dünyada insan olduğunu, tanrıçalarından bir tanesini bu dünyaya getirdiğini, insan bebekler olarak burada kendi ruhsal soyunu ürettiğini ve sizin kendi dünyanızın tanrısı olabilme kapasitesine sahip olduğunuzu öğretmektedir. Yehova’nın Şahitleri, Üçlübirliğin olmadığını, İsa’nın Başmelek Mikail olduğunu, cehennem diye bir yerin olmadığını ve cennete sadece 144,000 kişinin gideceğini öğretir. Ateizm, Tanrı’nın varlığını inkâr eder, Hristiyanlığa açık bir şekilde saldırır ve kamusal yaşamda ve okullarda giderek kabul görüyor. İslâm, İsa’nın beden almış Tanrı olmadığını, İsa’nın ölümden dirilmediğini ve günahlarımızın bedelini ödemediğini öğretir. Bu din, kurtuluşun bir parçasının insanın işlerine, bir parçasının ise Allah’ın lütfuna bağlı olduğunu öğretir. Bununla birlikte, Kutsal Ruh’un Cebrail olduğunu (Sure 2:97; 16:102); cinlerin görünmez varlıklar olarak yaratıldığını (Sure 51:56), ateşten yaratıldığını (Sure 15:27; 55:15); ve Muhammed’in İsa’dan daha yüce olduğunu öğretir. Hristiyan kiliseler içinde bile yanlış öğretiler vardır. Yanlış öğretilerin, kilisenin içinde ve dışında, imanlıları (ve imansızları) dünyanın her yerinde bombardıman ettiğini görebiliriz.
Yedinci neden, Amerika’da ahlâksızlığın büyümesi sadece toplum için değil, Hristiyanlık için de tehlike oluşturmasıdır. Bu çok ciddi bir sorundur, çünkü ahlâksız bir toplumun ömrü de uzun olmaz. The Barna Research group (Barna Araştırma Grubu’nun) istatistik sonucuna göre, yetişkinlerin %64’ü ve gençlerin %83’ü ahlâk gerçeğinin, durumuna bağlı olduğuna söylediler. Yetişkin nüfusun %19’u, “günah kavramının modası geçmiş” olduğuna inanmaktadır. %51’i ise, “eğer kişi yeterince iyiyse ya da yeterinde iyilik yapıyorsa, Cennette yerinin olacağına” inanıyorlar.
Bir toplumun ahlâkı güçlü değilse, toplum da güçlü olmayacaktır. Sadece tarihe bakın ve Eski Roma’yı, Eski Yunanistan’ı veya günümüzdeki Enron’u, Watergate’i ve Beyaz Saray stajerlerini düşünün. Ahlâksızlık, kültürümünüz bütün alanlarına sızıyor. Şunu dikkatlice okuyun: New York Times, online, Mayıs 12, 2002, makalesi: “Havok Oyunlarıyla, Adamlar Çocuk Olacak,” yazar Warren St. John, kendisinin çok ünlü oyun dediği oyunun oyuncularıyla röportaj yapıyor. Bir genç adam şöyle diyor, “Yapmayı sevdiğim şey arabaya binmek ve ateş etmek. Birilerini arabalarından dışarı çekerek dövebilir ve onların arabalarını, paralarını çalabilirsin. Böyle beceriye sahip olmak çok eğlenceli birşey”….Long Island’tan olan bir yayıncı oyunun cazibesinin “çılgınca öldürmekten” kaynaklandığını söyledi. Video oyunlarının hepsi şiddet içermiyor, ancak, onların yaygın olduğu bir gerçektir ve gençlerin onlarla büyümesi çok rahatsız edicidir.
Siyah-beyaz giyinen ve silindir şapka takan sert Hristiyanlar tarafından kurulmuş teokratik olan sosyo-politik bir düzeni desteklemiyorum. Ancak bu tür sosyal eğilimler gerçekten rahatsiz edicidirler ve iyi olan şeyin kötü, kötü olan şeyin ise iyi olarak öğretildiği Amerika’nın ahlâki çöküşüne yol açıyor. Tanrı, Filipililer 4:8’de bize şöyle diyor: “Sonuç olarak, kardeşlerim, gerçek, saygıdeğer, doğru, pak, sevimli, hayranlık uyandıran, erdemli ve övülmeye değer ne varsa, onu düşünün.” Tanrı’nın sözünü bedel ödemeden reddedemeyiz.
İnanç savunmasına ihtiyaç duymamızın sekizinci nedeni ise, okullarda Hristiyanlığa sıcak bakılmadığıdır. Benim Hristiyan olmayan okullarda olan deneyimim, okulda sebepsiz yere düşmanlık uyandıran türdendi, felsefe öğretmenleri, tarih öğretmenleri ve hatta resim öğretmenleri bile Hristiyanlığa saldırıyordu. Don Feder, kendi Muhafazakâr Tarih’te, Eylül 22, 1993 yılındaki makalesine “Sansürle Savaşmak, PAW Kendi Yöntemiyle Yapıyor” başlığı altında, bazı çocuk kitaplıklarında, “Eşcinsel Cinselliğinin Sevinci” ve “Bekâr Bir Kadın Nasıl Şevişebilir” isimli kitaplarının bulunduğunu söylemektedir. Bir ile altı sınıfları için Yeni Çağ’ı ve büyücülüğü destekleyen etkileri vardır; Quest adı verilen ve İYİ olup olmamasına rağmen, çocukların uyuşturucu kullanıp kullanmayacağına kendilerinin karar vermesini söyleyen çekişmeli uyuşturucu madde eğitimi; aynı zamanda öğrencilerin intihar hakkında hayaller kurmasını, dine saldırmasını ve ailenin otoritesini hiçe saymaya teşvik eden yazılar okutmak. Aşağıda aldığım mektup, seküler okullardaki düşmanlığı temsil eden bir mektuptur.
“Kızımız evi terkedip koleje gittiğinden beri, ateist bir yüreğe sahip oldu. Görünüşe göre kolej kitapları ateistler yetiştiriyor çünkü, Tanrı karşıtı felsefelerle doludurlar. Kızım artık dört yıldır ki koleje gidiyor ve onunla en son konuşmamızda, o artık günah, cennet, cehennem hakkında düşünmediğini söyledi, çünkü ona göre öyle şeyler yokmuş. O, küçükken Rab’bin kendi kalbine gelmesini söyledi, çocuk olduğundan dolayı ebeveynlerler ne söylerlerse onu yapmak zorunda olduklarından dolayı, ne yaptığı hakkında hiçbir fikri olmadığını söyledi.”
Hristiyanlığın dünya tarafından hücuma maruz kaldığı bir gerçektir ve biz hiç pes etmeden bu iyi savaşı, iman savaşını yapmalıyız. Rab İsa’nın öğretilerine zarar vermeye çalışan eleştirmenlere ve önyargılı kişilere, mantıklı, akıllı, yararlı açıklamalar verebilmemiz için, inanç savunmasına ihtiyacımız vardır.
İnanç savunmasına ihtiyaç duyulduğu bir zaman varsa, o zaman işte şimdidir.