Hristiyan Öğreti

Üçlü-Birliğe Farklı bir Bakış Açısı

Matthew Slick

Üçlü-Birlik, anlaşılması zor bir kavram olabilir. Bazıları bu öğretinin mantıksal çelişki taşıdığını ileri sürerler. Diğerleri ise bunun bir gizem olduğu kanısındalar. Peki, Kutsal Kitap bunu öğretiyor mu? Evet (bkz. Üçlü-Birlik), ancak Kutsal Kitap’ta bu öğretinin öğretilmesi, onu kolay anlaşılır yapmaz.

Üçlü-Birlik, tek Tanrı’nın aynı anda üç kişide var olduğunu öğreten bir öğretidir. Bu kişiler, Baba, Oğul ve Kutsal Ruh’tur. Bu tanım bazıları için yeterli olsa da bazıları için de yeterli olmayabilir.

Bu nedenle, Üçlübirliğin daha iyi anlaşılması için Romalılar 1:20’de saklı olduğunu düşündüğüm bir benzetmeyi sunmak isterim: “Tanrı’nın görünmeyen nitelikleri -sonsuz gücü ve Tanrılığı- dünya yaratılalı beri O’nun yaptıklarıyla anlaşılmakta, açıkça görülmektedir.” (Romalılar 1:20)

Ayette, Tanrı’nın gücü ve doğası gibi niteliklerinin, yaratılışta açıkça görülmekte olduğunu söylüyor. Bunun anlamı nedir? Tanrı’nın yaptıklarına / yarattıklarına bakarak O’nun sonsuz gücü ve doğasını anlayabilir miyiz? Kutsal Kitap’a göre, bu mümkündür.

Bir ressam resim çizdiğinde, o resim ressamın içindekileri yansıtır. Heykeltraş bir sanat eseri var ettiğinde, yaptığı heykel kişinin yüreğinden ve düşüncelerinden esinlenmiş ve yansıtılmıştır. Bir iş, yaratıcılıkla şekillenir. Sanatçıların her eserlerinde kendilerinden bir işaret bırakırlar – yani o eserde kendilerini yansıtırlar. Peki, Tanrı da mı böyle yaptı? Yaratılışta Tanrı kendi parmak izlerini bıraktı mı? Tabii ki, bıraktı.

Yaratılış

Temelde, evren üç elementten oluşur: Zaman, Uzay ve Madde. Bunların her biri üç parçadan oluşmaktadır.

Zaman Geçmiş Şimdiki Gelecek
Uzay Yükseklik Genişlik Derinlik
Madde Katı Sıvı Gaz

 

ZAMAN UZAY MADDE

 

Üçlü-Birlik öğretisine göre Tanrılığın her kişisi ayrıdır ancak hepsi de, doğaları bakımından Tanrı’dır.

Zaman kavramında, geçmiş gelecekten ayrı olduğu gibi, şimdiki zamandan da ayrıdır. Her biri eşzamanlıdır, ancak üç ‘zaman’ değil, tek zamandırlar. Yani onlar zaman olan tek bir özü paylaşıyorlar.

Uzay kavramında, yükseklik genişlikten ayrı olduğu gibi, derinlikten de ayrıdır. Ancak üç tane uzay yoktur, tek uzay vardır. Yani onlar uzay olan tek bir özü paylaşıyorlar.

Madde kavramında, katı sıvıdan ayrı olduğu gibi, gazdan da ayrıdır. Ancak üç tane madde yoktur, tek madde vardır. Yani onlar madde olan tek özü paylaşıyorlar.

Burada, üçerli üç set olduğunu unutmayın. Yani burada üçlü-birliğin üçlü-birliği mevcuttur. Evrene bakıp bu niteliklerin burada mevcut olduklarını görmek, Tanrı’nın yaratılışta kendisinden bir iz bıraktığı anlamına gelmez mi? Bence tam da o anlama gelir. Bu, Üçlü-Birliği yalnızca gözlemlemek için değil, aynı zamanda Üçlü-Birliğe mükemmel bir örnektir.

Üçlü-Birlikçiliğin Eleştirisi

Üçlü-Birlik hakkında yapılan bazı eleştiriler, bu öğretinin tek Tanrı değil, üç tane Tanrı’nın var olduğunu öğrettiği eleştirisidir. Onlar Baba Tanrı’nın, Oğul Tanrı’nın ve Kutsal Ruh Tanrı’nın bir değil, üç tanrı olduğunu söyleyecekler, çünkü yürüttükleri mantıkla, Baba artı Oğul artı Kutsal Ruh üçe eşittir; ancak bu mantık doğru değildir. Ekleme yapmak yerine, çarpma yapmak daha mantıklı değil mi? 1x1x1=3. Neden Üçlü-Birliği eleştirmek için toplama işlemi yapılıyor? Toplama işlemi yapılmasına gerek yok. Tam aksine, öğretinin insan mantığına değil, Kutsal Kitap esinlemesine dayanmalıdır. Ancak buna rağmen, Üçlü-Birlik doktrininin daha iyi anlaşılması için yaratılış örneğine bakalım.

Üçlü-Birliğin Analojisi

Üçlü-Birliğin yaratılış üzerinden daha iyi anlaşılması için, zaman örneğini kullanacağım. “Geçmiş” artı “şimdiki” artı “gelecek” üç tane zaman mıdır? Hayır. Bunlar yalnızca, zaman doğasının üç ayrı yönüdür: geçmiş, şimdiki ve gelecek. Aynı şekilde Baba, Oğul ve Kutsal Ruh da öz ve doğa açısından üç ayrı varlık değiller; onlar tek olan Tanrısal doğanın içindeki üç ayrı kişidirler.

İsa hakkında bir yorum daha yapmak istiyorum. Tüm tarikatlar, İsa’nın dünyanın beden almış yaratıcısı olduğunu inkâr ederler. Bununla ilgili birçok itiraz vardır ve onlardan biri de İsa Tanrı olsaydı kendisine dua etmeyeceği itirazıdır. Şimdi gelin yukarıdaki analojiyi ele alalım ve ‘zaman’ örneğiyle devam edelim.

Gelin ‘şimdiki zamanı’ ele alalım ve insan doğasına ekleyelim. Şimdiki zamanın iki doğası olacaktır: insan ve zaman. ‘Şimdiki zaman’ gerçek insan olsaydı, biz onunla iletişim kurabilir, onu görebilir ve dokunabilirdik; ancak o doğa bakımından ‘zaman’ olduğundan dolayı, o bize hem ‘geçmiş’ hem de ‘geleceği’ söyleyebilirdi çünkü içinde ‘zaman’ doğasına sahiptir. Eğer ‘şimdiki zaman’ geçmiş ve gelecekle iletişim kuruysa, bu onun kendisiyle değil, geçmiş ve gelecek diye bilinen ayrımlara konuşmuş olurdu.

Bu yalnızca bir analojidir; ancak bu analojinin Üçlü-Birlik doğasına sahip olan Tanrı’nın doğasını iyi olarak anlatmaktadır.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu